top of page

Pandemide Geride Kalanlar Sendromu Yaşayan Hemşireler

Bu yazımı Covid yoğun bakımda çalışan ve yakalandığı Covid-19 nedeniyle çalıştığı yoğun bakımda şimdi hasta olarak yatan, entübe olan meslektaşım Nihat için yazıyorum aramıza bir an önce dönmen dileğiyle...

Nihat sen aramızda olmayalı en çok bu duyguyu hissettik tüm ekipçe 'geride kalmak'...

Geride kalmak, yarım kalmak ya da hep bir tarafta olan eksiklik belki endişe, kayıp ya da hüzün... Bir kelime ne çok şey hissettirebiliyor değil mi yaşantılar da eklenince...

Konunun akademik bir karşılığı var elbette 'Geride Kalanlar Sendromu' incelediğim makale için buraya tıklayıp detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Yaşamış olduğumuz pandemi sürecinde en çok yıpranan elbette biz sağlıkçılar olduk. Pandemi süreci bitse bile olumsuz psikolojik etkiler uzun süre devam edecektir.

Bu süreçte belki en yakınlarımızı kaybettik, yoğun bakımlarda yaşamak için mücadele eden insanları tüm müdahalelerimize rağmen ellerimizde kaybettik, hamile insanlar entübe oldu çocuğunu doğuramadan karnında kaybetti ve kendisi de bu hayata veda etti...

Bu işle uğraşan sağlık çalışanları anlayacağınız ne acılar gördü işte tüm bunlar yaşanırken aynı yerde çalıştığınız ekip arkadaşınızı o halde görmek ya da kaybetmek inanın farklı anlatılmaz bir acı..

Bu kavram ilk kez Japonya'da atılan atom bombası sonrası ortaya çıkmıştır. Geride kalan birçok kişide endişe, kaygı, korku, panik gibi birçok olumsuz sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Travmadan kurtulanlar üzerine araştırmalar yapan ünlü psikolog Stephen Joseph,

459 yolcudan 193'ünü öldüren meşhur deniz kazası MS Herald of Free Enterprise'ın alabora olmasından kurtulan kişilerin psikolojik durumlarını incelemiştir ve elde ettiği sonuçlara göre ortak olarak gözlemlenen olumsuz duygu durumumun suçluluk, öfke, endişe, korku gibi hisler barındıran bir psikolojik sendrom yaşadıklarını göstermiştir. Geride kalanlar çoğu zaman, hayatta kalanı kurtarmaya çalışırken ölen kişilerin ya da kurtarmaya çalışmadıkları kişilerin ölümünden dolayı kendilerini sorumlu tutmuşlardır.

Dünya çapında en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybetti ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyor ve enfekte olan süreci ağır şekilde atlatan birçok meslektaşımızda mevcut hal böyle iken "Her gün ölüm ve enfekte olma korkusuyla bu belirsizlik ortamında çalışmaya devam etmenin, insanların hayatını kurtarma görevini yerine getirmek zorunda olmanın ve tüm bunları yaparken birde ailevi ve ekonomik kaygılar taşımanın sağlık çalışanlarının psikolojilerini ne denli tahrip edeceği ortadadır. Böyle bir durumda hastalığa yakalanmadan ya da ölmeden işe devam eden sağlık çalışanlarının geride kalanlar sendromu yaşaması kaçınılmaz olmaktadır."(Güler,2011)

İncelediğim makalede betimsel ifadeler olarak çalışanların söyledikleri;

“Her gün gördüğünüz tanıdığınız hayatında onca ana şahit olduğunuz birinin, tedavisi olmayan bir hastalıktan dolayı kaybedilmesi, üstelikte bu hastalığı görevi sırasında kapmış olması, çalıştığı yerin ona mezar olması kelimelerle çok anlatılabilir bir durum değil. Uzun yıllar geçse de bu kurumda unutulmayacaktır.”

"Kuvvetli bir ihtimal işten ayrılacak bir sonraki kişi ben olacağım çünkü çoğu çalışma arkadaşım bu hastalığı atlattı benim gibi henüz enfekte olmayan çok az. O yüzden sıramı bekliyorum. Çaresiz hissediyorum. Tedirginim çünkü ağır mı geçireceğim hafif mi atlatacağım bilmiyorum."

"Bu süreç bizi fizikselden çok mental olarak tüketti. Bu hastalığın sonuç veren bir aşısı veya bir tedavisi olmaması bu belirsizlik içinde işe devam etmek gibi faktörlerden dolayı ruhsal olarak değiştik. Ben şu pandemiyi yaşadıktan sonra maddi imkânı olup hala bu işi yapmak isteyen olacağını sanmıyorum.”

“Enfekte olan hemşire arkadaşların sayısı en az %30 luk kısım. Nöbet tuttuğun yan yana olduğun insanlar ertesi gün pozitif oluyor ve bu durumdan ötürü sürekli korku içindeyiz.

"Biz bir savaş veriyoruz ve cephenin en önündeyiz. Kendim için olmasa da ailem ve sevdiklerim için korku duyarken bir yandan size ihtiyacı olan hastalara bakmak için işinizi yapmak durumundasınız yardım etmek istiyorsunuz. Çok tuhaf duygular.”

Araştırma bulgularına göre sağlık çalışanları pandemi sürecinde yoğun bir şekilde geride kalanlar sendromu yaşamaktadırlar. Buna göre geride kalanlar sendromunun sağlık çalışanlarında en yoğun gözlemlenen belirtilerinin tedirginlik, korku, endişe, karamsarlık gibi olumsuz duygular ve işini kaybetme korkusu, kariyer geleceğinin belirsizliği, çalışanların birbirlerine, yöneticilerine veya kuruma karşı güvenlerinin azalması, sürekli risk altında hissetme gibi durumlardan dolayı iş güvensizliği yaşamaları olduğu tespit edilmiştir.(Güler,2011)

Halimiz yaşadıklarımız ortada

Şu an hasta bir şekilde yatan ve kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarını özlemle anıyorum..





334 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page