Merhaba,iletişim bilgi ve becerisi,hemşirenin hastaya ulaşmada elindeki en önemli aracıdır çünkü hastayı tanımadan ve ihtiyaçlarını anlamadan etkili bir bakım verilmesi olanıksızdır.Tam da bu sebeple doğru iletişim kurmanın adımlarını bilmeliyiz.Bu konuyu Prof.Dr.Ayşe Özcan hocamızın 'Hasta ve Hemşire İlişkisi ve İletişim' kitabından faydalanarak ele almaya çalışacağım..Hadi gelin iletişim üzerine biraz konuşalım...
Orlando,hastaların her şeyi açık seçik anlatmadığına genelde kendilerini dolaylı olarak ifade ettiklerinden bahsediyor.Hasta davranışın ne anlama geldiğini anlamak için hemşire şunlara bakmalıdır der;
1)Hastanın davranışını gözlemlemelidir.
2)Gözlenen davranışın hemşirede oluşturduğu izlenimi ve düşünceyi hastaya tanımlamalıdır.
3)Hasta açısından öyle olup olmadığını kontrol edilmelidir.
Hemşire hasta ilişkisinin hedeflerinden biri,bireyin kendini iyi hissetmesini sağlamaktır.
Travelbee hemşirenin hasta ile kurduğu iletişim amacını 3 maddede toplamaktadır bunlar;
1)Bireyi tanımak ve anlamak
Her birey benzersizdir ve kendine özgüdür ve bu sebeple hastalığı,hastaneyi,tedavileri farklı algılayacaktır bu sebeple vereceği tepkilerde farklı olacaktır.Hemşire bireyi tanıdığında gereksinimlerinin neler olduğunu ne hissedip ne algıladığını rahatlıkla çözebilecektir.
2)Bireyin bakım gereksinimlerini belirlemek
Hemşire bireye bakım planlarken önceliklere karar vermeye çalışır bunun içinse çok iyi bir gözlemci olması gerekmektedir.
3)Hemşirelik bakımının amacına ulaşmak
Bakımın amacı hastalığın bireye yol açtığı sorunları çözümleyebilecek duruma gelmesi için bireyi desteklemektir.
İletişimim önemini ve amacını biraz daha iyi kavradığımıza göre iletişim yolları olan sözlü ve sözsüz iletişim türlerinden konuşmaya başlayabiliriz..
***Sözlü iletişimin özellikleri;
Açıklık ve kısalık: Söylenenler uzun ve karışık olduğunda zihin karışabilir dikkat dağılabilir.
ayrıca örnekler vermek de açıklananların daha kolay anlaşılmasına neden olur.İletişim de açıklığı sağlamak için mesajın önemli bölümünü tekrar etmek gerekir.
Sözcükler: İletişimde kullanılan sözcüklerin anlamlarının açık olmasına dikkat edilmelidir.Konuşmada teknik mesleki jargon kullanılmamalıdır ki farklı mesleklerden olan kişiler konuyu anlayabilsin.
Genel ve özel anlam: Sözcükler çok anlamlı olabilirler.Kelimeyi genel anlam da kullanırsak herkes tarafından anlaşılabilir olur.Örneğin ciddi sözcüğü aile için ölüme yakın anlaşılır hemşireler içinse kritik sözcüğü ölüme yakın anlamı taşıyabilir.
Konuşma hızı: Uygun hızda konuşulması lazımdır ne çok hızlı ne de çok yavaş.yoksa yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir.
Zamanlama ve uygunluk: Mesaj açık ve anlaşılır olduğu halde zamanlama yanlışsa mesaj önemini yitirebilir.Örneğin ağrısı olan bir bireye ağrı varken eğitim yapmak eğitimin etkinliğini azaltır diyebiliriz.
Mizah: Gülümsemenin bireyin ağrısına bağlı veya stres kaynaklı gerginlikten kurtardığı bir gerçektir.Tabi aynı kültüre sahip olmayan insanların iletişimde mizah kullanmaları ve anlamaları mümkün olmaz.
***Sözsüz iletişimin özellikleri;
Bireysel görünüm: Fiziksel özellikler, giyinme, makyaj, takılar, sosyal durum, kişisel hijyen karşıdaki kişiye o kişi hakkında bilgi verir.
Ses tonu: Konuşmanın sesi yüksek ya da alçak oluşu,tonlama,vurgulama,akıcılık,işitilebilirlik ya da tınlama gibi farklılıklar mesajın anlaşılmasında olumlu ya da olumsuz rol oynar.
Yüz ifadesi ve göz teması: Yüzle(mimikler) hiçbir ses öğesi kullanılmadan,istekler daha kısa sürede daha etkin biçimde anlatılabilir.Göz teması kurmak iletişimin olmazsa olmazıdır.Karşılıklı olarak güven duygusu sağlar ayrıca iletişim kurulan kişiyi etkin bir şekilde dinlediğinizi ve ona değer verdiğinizi gösterir.
Beden duruşu ve yürüyüş: Bedenin pozisyonu bireyin ruh halini,kaygılı olup olmadığını,bireyin neşesini gösterir.
Jestler/El kol hareketleri: Jestler sözcüklerle ifade edilemeyen şeyleri canlandırarak anlatmaktır bu sebeple duyguyu aktarmanın en güzel yoludur.
Dokunma: Dokunma çoğu kez tabu olarak algılanmaktadır nedeni cinsel davranışla birlikte düşünülmesidir.Kime nerede ne zaman dokunulacağı bellidir bazen omuz kenarına dokunmak bile hastayı anladığınızı gösteren bir mesaj olabilir.
Kişisel mesafe: Genel olarak sosyal mesafe 1 metre ile 2.5 metre arası değişen mesafedir.Bu mesafe aralığı ikili ilişkiler için uygun ve yeterlidir.
Bahsettiğimiz başlıklara dikkat edersek daha etkili ve daha doğru bir iletişim kurabiliriz.
Unutmayalım..
Kendini tanıyan,doğru ifade edebilen,etkin dinleyebilen,empati kurabilen,hoşgörülü ve eleştirilere açık olabilen aynı zamanda önyargısız bakabilen insanlardan olursak eminim iletişim ile birçok sorunun üstesinden gelebiliriz.
Başıma gelen komik bir olaydan bahsetmek istiyorum.Çalıştığım serviste yatan bir hastamın damar yolu mevcuttu,Serum izotonik tedavisi almaktaydı.Damar yolu tarihini kontrol ettiğimde 3 günü geçtiğini ve 4. günü olduğunu fark ettim bu sebeple açıklama yaparak hastaya;
-Damar yolunuz 3 günü geçmiş bu bizim için bir enfeksiyon sebebi olabilecek durumdur.
Bu sebeple damar yolunuzu çıkartıp yeni bir yere damar yolu açacağım sonrada serumu yeni açtığım damar yoluna takacağım dedim.
Hasta direkt dedi ki:Ne yani bana yanlış ilaç mı verdin hahahahhah
Gerçekten algı çok farklı bir şey yani bazen ne kadar iyi bir iletişim kurulsa bile karşıdakinin bizi algıladığı kadar anlaşıldığımız gerçeği mevcut ama moral bozmaya gerek yok biz doğru bildiğimizden şaşmamalıyız.Bilgilerimizi uygulamaya her zaman dökmeliyiz.Bir sonraki iletişim konusu terapötik olan ve olmayan iletişim teknikleri olsun mu ne dersiniz?
Sağlıkla kalın..
Коментарі